Kullanıcı Hikayesi (User Story), yazılım geliştirme süreçlerinde Agileyöntemlerini benimseyen ekiplerin, yazılım özelliklerini ve işlevlerini son kullanıcı perspektifinden tanımlamak için kullandığı bir araçtır.
lKullanıcı hikayeleri genellikle şu şekilde bir format izler:
“[Kullanıcı tipi] olarak, [bir görevi gerçekleştirmek] istiyorum ki [bir hedefe] ulaşabileyim.”
Bu yapı, kullanıcıların ihtiyaçlarını ve iş hedeflerini net bir şekilde ifade etmeyi sağlar. Kullanıcı hikayelerinin en büyük avantajı, karmaşık teknik terimlerden uzak, gündelik bir dil kullanarak iş paydaşları ile geliştirici ekip arasında etkili bir iletişim sağlamasıdır. Bu, tüm ekip üyelerinin ortak bir anlayışa ulaşmasına yardımcı olur. Kullanıcı hikayeleri, sadece hikâye metniyle sınırlı kalmaz; aynı zamanda kabul kriterleri de içerir. Kabul kriterleri, hikâyenin tamamlanabilmesi için yerine getirilmesi gereken şartları tanımlar. Bu kriterler, yazılımın ne zaman “tamamlanmış” olarak kabul edileceğine dair net bir çerçeve sunar.
Sonuç olarak, kullanıcı hikayeleri, yazılım geliştirme sürecinde gereksinimlerin belirlenmesi ve uygulanması için önemli bir köprü işlevi görür. Hem iş paydaşlarının beklentilerini karşılar hem de geliştirici ekibe ihtiyaç duyulan yönlendirmeyi sağlar, böylece yazılımın kullanıcı odaklı bir şekilde geliştirilmesine katkıda bulunur.
User Story ile Epic Arasındaki Fark
User Story ve Epic terimleri arasındaki temel farklar kapsam ve derinlikleridir. Esasen, bir user story daha odaklanmış, küçük bir işlev veya özelliği tanımlar; buna karşın, bir epic daha büyük ve kapsamlı bir iş parçasını ifade eder. Bir user story, bir epic’in parçasıdır ve bir epic’in tamamlanması için bir dizi user story’ye ihtiyaç vardır. Basitçe söylemek gerekirse, bir epic genel bir taslak görevi görürken, user storyler bu büyük resmin içindeki belirli detayları sağlar ve tümü bir araya gelerek epic’i tamamlar.
